Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan-Türk Konseyi Üyeleri kabulünde konuştu. "ABD ile ilişkileri baltalamak isteyenlerin planları boşa çıkarıldı." diyen Erdoğan, "Başkan Trump da Türkiye ile ilişkileri ilerletip kuvvetlendirmeyi düşünüyor." ifadelerini kullandı. Erdoğan, "bazı kesimler baştan beri ülkemiz hakkında kara propaganda yapıyor. Türkiye'nin PKK-PYD-YPG terör örgütleriyle mücadelesini Kürtlere karşı olan bir mücadeleymiş gibi takdim etmeye çalışıyorlar. Bizim Kürtlerle hiçbir zaman herhangi bir sıkıntımız olmadı ki. Bugün benim partimin bu bölgelerde ciddi sayıda milletvekilleri var." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Ticaret Odası ve Amerikan Türk Konseyi Üyelerini Kabul programında konuştu. Erdoğan, "(Türkiye-ABD ilişkileri) Tüm sıkıntıları, sınamaları, direnç testlerini başarıyla atlattık." dedi.
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye ve ABD arasında ortak çıkarlara dayalı, güçlü, kapsamlı ve stratejik bir müttefiklik ilişkisi vardır. İlişkilerimizde zaman zaman görüş ayrılıklarına dayalı iniş çıkışlar yaşasak da ortaklığımız pek çok zorluğun üstesinden gelmiştir. Trump'ın özellikle Suriye bağlamında aldığı son inisiyatif Türk-Amerikan ilişkilerini baltalamaya çalışanların planlarını boşa çıkarmıştır. Yalnızca ülkemize yönelik olarak uygulamaya konulan, çelik ihracatımıza dair 2 kat artırılmış gümrük vergisinin kaldırılmasını bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "(Suriye'de) Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri'nin çekileceği alanlarda terörle mücadele sorumluluğunu devralmaya hazırdır." ifadelerini kullandı.
"TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELEYE KARARLIYIZ"
Erdoğan şunları söyledi:
"Başta DEAŞ olmak üzere, ülkemize, bölgemize ve dünyaya tehdit oluşturan tüm terör örgütleriyle mücadeleye kararlıyız. DEAŞ terör örgütünü, başka eli kanlı terör örgütüyle ikame etmeye çalışan eski yönetim bakiyesi bazı kesimler, baştan beri ülkemiz hakkında kara propaganda yapıyor. PKK/PYD terör örgütünü yerel halkla özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize yapılabilecek en büyük hakarettir. Şu anda DEAŞ saldırılarından, PKK/PYD zulmünden kaçan Kürt kardeşlerimiz sadece ve sadece Türkiye'ye sığınıyor. Bunun yanında PYD/YPG'nin, PKK terör örgütünün bir kolu olduğu en güncel ABD istihbarat raporlarında da kayda geçmiştir. Türkiye olarak müttefiklerimizden sadece lojistik destek alarak güvenli bölgeyi kuracak, ortak menfaatlerimiz doğrultusunda yönetecek her türlü imkana sahibiz. (Suriye'de) İnsani bir yaklaşım düşünüyorsak 'mültecilere kapılar açalım' diyorsak, gelin güvenli bölgelerde konteyner kentler oluşturalım."
AMERİKA'NIN SİLAH YARDIMI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kime geliyor bunlar YPG'ye, PKK'ya geliyor. Yakalandıkları zaman bir de bakıyoruz Amerika'nın silahları. Kimde bu? Terör örgütlerinde. Ama bunları terör örgütü olarak şu anda hala Amerika kabullenemedi. Bizim sıkıntımız burada." şeklinde konuştu.
Erdoğan, "FETÖ elebaşının Pensilvanya'da hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam etmesi, milletimizi ve şehit ailelerini yaralıyor. ABD makamlarının gerekli adımları bir an önce atmalarını bekliyoruz." dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Son dönemde yaşadığımız onca badireye rağmen ABD-Türkiye ilişkilerinde geleceğe daha umutla bakıyoruz.
ABD ile ilişkileri baltalamak isteyenlerin planları boşa çıkarıldı.
Başkan Trump da Türkiye ile ilişkileri ilerletip kuvvetlendirmeyi düşünüyor.
ABD'nin Suriye'den çekilmesinin bölgede terör örgütlerinin istismar edeceği otorite boşluğu oluşturmaması önemlidir.
Biz kararlı olarak burada DEAŞ'ı sıfırlarız, El Bab'da bunu gösterdik, dedik. Ama maalesef bu adım YPG/PYD ile yürütüldü. Bunun faturasının yıllar sonra ortaya çıkacağını tahmin ediyorum.
Bugün Türkiye'nin Suriye'de güvenli hale getirdiği alanlar Suriye'nin en barışçıl, huzurlu alanlarıdır.
Bize sığınıyorlarsa biz derdest edemeyiz, bize medeniyetimiz, tarihimiz bunu öğretti.
Başta DEAŞ olmak üzere, tüm terör örgütleriyle mücadeleye kararlıyız. ABD'nin de bizimle aynı hassasiyetleri paylaştığını düşünüyorum.
Burada bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum. DEAŞ terör örgütünü bir başka eli kanlı terör örgütüyle ikame etmeye çalışan eski yönetim bakiyesi bazı kesimler baştan beri ülkemiz hakkında kara propaganda yapıyor. Türkiye'nin PKK-PYD-YPG terör örgütleriyle mücadelesini Kürtlere karşı olan bir mücadeleymiş gibi takdim etmeye çalışıyorlar. Bizim Kürtlerle hiçbir zaman herhangi bir sıkıntımız olmadı ki. Bugün benim partimin bu bölgelerde ciddi sayıda milletvekilleri var. Bugüne kadar yeni yönetim sistemleri dışındaki dönemlerde her zaman kabinemin içerisinde benim Kürt bakan arkadaşlarım olmuştur. Şuanda bile bu kabinemde bile var. Çünkü bizde bu tür bir ayrımcılık sözkonusu değil. Bizim dinimizin de gereğidir; böyle bir ayrım yapamayız, yapamazsınız. Asılolan insansır, ehliyettir, liyakattir. Biz buna bakar ve adımımızı da buna göre atarız. Çünkü bizde ne Arap'ın beyaza ne beyazın üstünlüğü yoktur. Biz buradan hareketle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bütün bu istira kampanyaları Sayın Trump'ın son kararının akabinde çok daha yoğunluk kazandı. Türklerin ne Irak ne de Suriye Kürtleri ile bir sorunu yoktur.
Şu anda DEAŞ saldırılarından, PKK/PYD zulmünden kaçan Kürt kardeşlerimiz sadece ve sadece Türkiye'ye sığınıyor. Bunun yanında PYD/YPG'nin, PKK terör örgütünün bir kolu olduğu en güncel ABD istihbarat raporlarında da kayda geçmiştir.
PKK/PYD terör örgütünü yerel halkla özdeşleştirmek Kürt kardeşlerimize yapılabilecek en büyük hakarettir.
Son dönemde 23 bin TIR ve kamyon Suriye'nin kuzeyindeki bölgede malum terör örgütüne getirilmiştir.
Kime geliyor bunlar YPG'ye, PKK'ya geliyor. Yakalandıkları zaman bir de bakıyoruz Amerika'nın silahları. Kimde bu? Terör örgütlerinde. Ama bunları terör örgütü olarak şu anda hala Amerika kabullenemedi. Bizim sıkıntımız burada.
Dost acı ama gerçeği söyler. Zaman haklı olduğumuzu gösterecek.
Obama döneminde güvenli bölge ifadesini ben sürekli kullandım, yapalım dedim.
İnsani bir yaklaşım düşünüyorsak 'mültecilere kapılar açalım' diyorsak, gelin güvenli bölgelerde konteyner kentler oluşturalım.
Türkiye olarak müttefiklerimizden sadece lojistik destek alarak güvenli bölgeyi kuracak, ortak menfaatlerimiz doğrultusunda yönetecek her türlü imkana sahibiz.
Mülteciler için şimdiye kadar yaptığımız harcama 35 milyar doları buldu. AB verdiği sözü yerine getirmedi. Mülteciler için 1.75 milyar avro geldi.
Müttefiklerimizden, koalisyon ortaklarımızdan mülteci ve terör örgütüne çözüm sunan bu teklifimize cevap alamadık.
FETÖ elebaşının Pensilvanya'da hiçbir şey olmamış gibi yaşaması şehit yakınlarını yaralıyor.
Son dönemde ABD güvenlik birimlerinin FETÖ'ye karşı harekete geçmelerinden memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye tüm olumsuzluklara rağmen bölgesinde istikrar adası olmaya devam ediyor.
FETÖ'nün karanlık ve kanlı yüzünün ifşası konusunda desteğinizi bekliyoruz.
Bugün 1800'ün üzerinde ABD firması ülkemizde faaliyet gösteriyor.
ABD ve Türkiye arasındaki ticaretin 20 milyar dolar seviyesinde olmasını kabul edemeyiz.
75 milyar dolara doğru adımlarımızı atmalıyız. Bunu başarmamak için hiçbir neden yok.
Daha çok Amerikan firmasının yatırım yapmasını arzu ediyoruz.
Türkiye turizm açısından da çok ciddi bir potansiyel barındırıyor.
2018'in son rakamı 40 milyon dışarıdan, 6 milyon da yurtdışındaki vatandaşlarımız olmak üzere, 46 milyon vatandaş ülkemizi ziyaret etti.
İki ülke arasında meydana gelen gelişmelerin yatırımları olumsuz etkilememesi içi elimizden geleni yapıyoruz.
Yalnızca ülkemize yönelik olarak uygulamaya konulan, çelik ihracatımıza dair 2 kat artırılmış gümrük vergisinin kaldırılmasını bekliyoruz.
Comments
Post a Comment